Misafir: Yağmur Mavi Şen
Eser Adı: Kalın Punto Denklemi
Tür: Düz Yazı
Başımı biraz önce açmış olduğum kapının köşesine vurduktan iki gün sonra çektiğim acıyla geçtim paralel benlik diyarına. Kendimi, bilmeye çalıştığım bu şehrin bilmediğim bir istasyonunun A girişinde buldum ilk. Birdenbire çeşit çeşit marka ve modellerin farlarına tutuldu gözlerim, tutulan gözlerime su damlacıkları eklendi bir bir. Buğulanan gözlerle bakarken şehre, kalabalığın arabalar, otobüsler, tramvaylarda saklandığını izledim. Bu sıkışıklığa önüme dökülen saçlarımla, titreyen bedenimle, yağmura direnen gözlerimle eşlik ettim. Sığınak olmuş araçlarda kaybolan insanları aradı gözlerim. Ne isimlerini biliyordum ne hikayelerini. Ne ismimi biliyorlardı ne hikayemi. Bugün paralel benliğimdeki rolüm üst geçitte şehri izleyen biri olmak. Bundan birkaç saniye önce de sarı bir sokak kedisinin başını okşayıp mezarlıklardan geçmiş diriydim.
Mezarlığı geçmişken yaşam denilen uçsuz bucaksız bilinmez bir denklemi çözmeye çalışan insanların, yaş probleminin farklı neticelerine takıldıklarını gördüm. Ulaştıkları farklı sonuçlar kalın puntolarla yazılıydı baş uçlarında.
Kaç işleme tabi olmuştu geçiştirmeli tavırlar?
Hangi işlemde yerine oturmuştu başıboş başlar?
…
Yaşam adı verilen soluma işlemini hangi beden ruhundan hatasız çıkarabilmişti?
Komşuya gitmeden, bir onluk almadan…
Nefes alanların araçları olmuşken…
Bu sağanak yağışta mekanları, nefes verenlerin cennet olur mu mekanları?
-Bilemem. İsimlerini okudum, hikayelerini değil.
…
İnsan ölüme yaklaştıkça mezarlıklara uğrar olurmuş, sinyalini yakarmış ölüm böyle böyle. Fark edersen ne ala. Yaşamı istediğin kalıba sokma cesareti uğrayıverir. Daha çok yersin, içersin. Sonsuz tüketim güruhunun sonuna ulaşacağına inanmak istersin. Söyleyeceklerini söyler, elini ayağını çekersin (seviyorsan hayatı üzülerek). Pişmanlıklar yapışır bir bir. Onu da yapsaydımlar, bunu da yapsaydımlar artarak hücum eder beynine bit gibi.
Sonu gelmezken düşüncelerin, daha nelerin gelmiştir. Nefesin sinsice var eder, kimliksizliğini.
Fark etmezsen daha ala. Bihaber son bulur soluğun. Fütursuzca harcanmış olur zamanın.
Ne yediğini hatırlamadığın geçiştirmeli bir öğünle kapatır-lar sayfanı.
Yokluyorum ceplerimi unutulmuş bir ifade geçer mi ellerime, insansızmışçasına geçen kalabalığa sırtımı dönerek son.