Yazarların İlginç Yazma Alışkanlıkları

Yazarların yazma serüvenlerindeki alışkanlıklarının neler olduğunu merak ettiniz mi?

Her yazarın farklı bir yazma serüveni olduğunu biliyoruz. Hayalindeki dünyayı kelimelerle ifade etmeye çalışmak, bir metni ilmek ilmek örmek takdir edilesi bir çaba elbette. Bu çabada her yazar kendi özgün yöntemini geliştirebiliyor. Ya da her gün düzenli belli sayıda kelime yazmak gibi benzer rutinleri uygulayabiliyor. Bazı yazarların yazma sürecindeki alışkanlıklarını sizler için derledik.

Honoré de Balzac

Çatı katındaki odasında gri bir duvarı gören küçücük penceresinin önünde her gün düzenli olarak yazılarını kaleme alır. Eserlerinin devamını getirmeden önce bir müsveddeye çalakalem yazılar yazarak zihnini yazmaya hazırlar. Hayatı boyunca yüze yakın eser kaleme almıştır. Günde on sekiz saat yazıyordu. Belirlediği kelime sayısına ulaşmadan masadan kalkmazdı. Uykuya direnmek için bazı günler elli fincan kahve içtiği olurdu. Kahvesi olmadığında da kahve çekirdeklerini çiğniyordu.

Franz Kafka

1883 doğumlu Franz Kafka 1908 yılında İş Kazası Sigorta Enstitüsü’nde çalışmaya başladı. Bu nedenle yazmaya geceleri zaman ayırabiliyordu. Akşam yemeğinin ardından biraz egzersiz yapar 23.00’te yazmaya başlarmış. Bir mektubunda 10.30’da yazmaya oturup gücü, isteği ve şansına bağlı olarak 03.00’e kadar yazabildiğini ifade etmişti. Ama aralıksız on iki saat yazdığı zaman da olmuş.

Jane Austen

Jane Austen, evdeki diğer kadınlardan daha erken uyanıp bir süre piyano çaldıktan sonra yazmaya başlardı. Austen yazılarını yazarken annesi ve kardeşi onun yanında sessizce örgü örerlerdi.

Nobokov

Yazılarını park halindeki arabasında yazardı. Eserlerini yanında taşıyabildiği kartlara bölüm bölüm yazar ve gezintiye çıktığı zamanlarda da yazmaya devam ederdi. Ayrıca kimi zaman su dolu bir küvette yazmayı tercih ettiği de biliniyor.

Haruki Murakami

Haruki Murakami sabah dörtte kalkıp yazmaya başlıyor. Yazar, metinden kopmamak adına çoğunlukla altı saat boyunca yazmaya devam ediyor. Yazmayı bıraktığında ise mutlaka on kilometre koşuyor ya da bir buçuk kilometre yüzüyor. Akşamları da 21.00’de uyuyor. Murakami yazma sürecindeki alışkanlıklarını her gün düzenli olarak sürdüren yazarlardan. Yazar, tekrarın zihninin derinlerine ulaşmasında kolaylaştırıcı olduğunu belirtiyor.

Ernest Hewingway

Yazar, sessizliği sevdiği için günün ilk ışıklarında yazı yazmaya başlarmış. Sabahın ilk saatlerinden öğle vaktine kadar yazmaya devam edermiş. Yazılarını ayaktayken yazmayı sevdiği biliniyor. Ayrıca uzun saatler boyunca yazmaktansa bir iki saatlik sürelerde yazmayı tercih ettiği de.

Ernest Hemingway bir mektubunda, “6 saat çalışıp, sayfalarca yazıp beğenmeyeceğim bir şey çıkartmaktansa tasarruflu yazıp az ve öz metinler üretmeyi tercih ederim” diyor.

Lev Nikolayeviç Tolstoy

Tolstoy, her gün hiç aksatmadan yazı sürecini devam ettirirdi. Rutinden çıkmamak adına buna dikkat ettiğini de belirtmiştir. Tolstoy yazılarını yazarken kendini izole ettiği gibi çalışma odasının bitişiğindeki odaların kapılarını da kilitletirdi.

Wirginia Woolf

Woolf, sabahın ilk ışıklarıyla yazmaya başlayan yazarlar arasında. Yazar, gündüzleri ise yürüyüşe çıkıyordu.

Agata Christie

Agata Christie’nin romanlarını yazarken mutlaka elma yediğini biliyoruz.

oiktoz; bolca kültür çokça sanat mottosuyla yola çıkan bir kültür sanat girişimidir. Bir websitesi, bir sanat kulübü, bir dergisi, bir bülteni ve içerisinde şimdiden birçok oiktozlu barındıran yaşayan ve gelişen bir topluluktur. Kültür ve sanatla ilgilenmekten mutluluk duyan ve bu mutluluğun devam etmesi için de bu alanda üreten insanların hikayelerini anlatan bir oluşumdur.