Sonu ayrılıkla biten bir aşk hikayesini anlatan Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku, 1995 yılında yayımlanmıştır. Yazar İlhami Algör’ün ilk romanıdır. Devamını Oku…
Masumiyetle Acının Harmanı: Burhan Sönmez – Masumlar (2011)
Kimsesizliğin, gurbetin, ölümü değil yaşamı seçmenin kokusu vardır “Masumlar”da.
Cambridge ve Haymana Ovası’nda geçmişe dönüşler yaparak birbiriyle bağlantılı insanların hikayelerini aktarır yazar bizlere. Devamını Oku…
“Şeyler”le Kuşatılmış Hayat: Georges Perec – Şeyler (1965)
Sanayi toplumunun en büyük sorunlarından biri kişisel konfor alanlarımızı oluştururken eşyaların çeşitliliğinde kaybolmamız belki de.
Öyle ki işlevini devam ettirmesine rağmen sırf artık eski görünüyor diye bir monttan, masadan ya da dolaptan kolayca vazgeçeriz. Devamını Oku…
İç Hesaplaşmanın Ağırlığı: Lev Tolstoy – İvan İlyiç’in Ölümü (1886)
Dünyadaki büyük romancılardan Lev Tolstoy, 1870’lerin sonlarına doğru kendisiyle girdiği derin hesaplaşmanın yarattığı bunalım sonrası bu kitabı ele alır. Devamını Oku…
Farklı Duygular Uyandıran Distopik Eser: Kazuo Ishiguro – Beni Asla Bırakma (2005)
Japon yazar Kazuo Ishiguro’un “Beni Asla Bırakma” adlı romanı hakkında biraz konuşmak istiyorum. Roman, klonlanmış çocukların yaşamını konu ederek, insanların başkaları için yaşamak, başkalarını yaşatabilmek için kendi bedenlerine çok iyi bakmaları gerektiğini gösteren distopik bir eser olarak karşımıza çıkmaktadır. Devamını Oku…