Materyalizm ve Narsizm: Oscar Wilde – Dorian Gray’in Portresi (1891)

“Harikulade güzel bir yüzünüz var, Mr. Gray. Çatmayın kaşlarınızı. Sahi söylüyorum. Güzellik de bir tür dehadır, hatta dehadan daha yücedir çünkü açıklama gerektirmez. Yeryüzünün yüce olgularından biridir güzellik, güneş ışığı gibi, bahar mevsimi gibi, ay dediğimiz o gümüş kabuğun karanlık sularda yansıması gibi. Büyüklüğü sorgulanamaz. Egemenlik onun Tanrısal hakkıdır. Ona sahip olanlara prenslik bahşeder. Gülümsüyorsunuz ha? Eh, güzelliğinizi yitirdiğiniz zaman gülümsemeyeceksiniz” Devamını Oku…

Dar Zamanlar Üçlemesi Işığında Adalet Ağaoğlu (1973) (1979) (1987)

“Hiçbir şeyden ölmesem, artık artık neredeyse bir sönüşün ucuna gelip gelip dirilmekten, dirilip dirilip sönmekten, sonra yine sönmeye başlamaktan ve bu kez de bunu önlemekten; işte bu gidip gelişlerin yorgunluğundan öleceğim.”

Adalet Ağaoğlu, Dar Zamanlar Üçlemesi’nde aydın sınıf içinden seçtiği karakterlerin 1930’lardan 1980’lere kadar uzanan dönemini yansıtıyor. Devamını Oku…

Modern İnsanın Yalnızlığı: Albert Camus – Yabancı (1942)

Albert Camus’un Yabancı romanı, modern edebiyatın en önemli eserlerinden biridir. Dünyaya, zamanın akışına ve en önemlisi kendine yabancı olan Meursault’un hikayesini anlatır. Meursault’un karakteri, modern insanın yalnızlığı, yabancılaşması ve anlamsızlığı üzerine düşünmeye çağırmaktadır. Devamını Oku…

Boşla Gitsin!: Sevgili Arsız Ölüm Dirmit (2018)

Latife Tekin’in Sevgili Arsız Ölüm romanının tiyatroya uyarlanmasıdır, Dirmit oyunu.

Dirmit oyunundan bahsetmeden önce Nezaket Erden’den bahsetmek istiyorum. Nezaket 1990 yılının 16 Temmuz’unda Mersin’de dünyaya gözlerini açıyor. Tutucu denilmeyecek şekilde korumacı bir ailenin içinde çocukluğu köyde geçiriyor. 90’lı her çocuğun muhakkak bir yaz gittiği gibi her yaz camiye gidiyor. Gündüzleri camide olan Nezaket, akşamları ise evde olmak zorunda. Akşam ezanından sonra, kız çocukları sokakta oynayamaz çünkü. İçindeki coşku ile yaşamak zorunda olduğu çoşkunsuzluk onu içine kapanık bir çocuk yapıyor. Aile ile gidilen düğünlerde bolca oynuyor, dans bir anda tutkusu haline geliyor. Meramını anlatacak bir araç olarak görürken dansı ve müthiş bir haz alırken danstan ortaokul yıllarında hevesi kaçıyor. Bu durum onu, voleybola yönlendiriyor. Devamını Oku…