“Ulus, atalarına dair yanılsamalar ve komşularına duyduğu ortak nefretle bir araya gelmiş bir toplumdur.”
Wilfrid Lupano’nun Hartlepool Maymunu efsanesini çizgi romanlaştırdığı eserini yakın zamanda incelemiş ve çok beğenmiştim. Efsaneyi bilenler vardır, bilmeyenler için ise birazdan tiyatroyla beraber anlatacağım. Tam bu çizgi romanın üstüne denk geldiğim Hartlepool Maymunu tiyatro oyunu benim için ekstra bir merak konusu olmuştu. Tufan Afşar‘ın efsaneyi konu aldığı ve özgün bir oyun olarak çıkardığı Hartlepool Maymunu’nu Beyoğlu’nda Ara Sahne‘de en önde izledim. En önde izlemenin tadı bir başka olabilir mi? Olur çünkü oyunun tam içindeymiş gibi bir his.
1814 yılının Kuzey İngiltere’sinde bir balıkçı kasabası Hartlepool’dayız. Perde açılır ve handa hancı, rahip, ebe ve eski bir asker karşılar bizi. Hava dehşet derecede soğuktur, yağmur yerini fırtınaya bırakmıştır. Bu gürültüde bir balıkçı büyük bir heyecanla gelir. Balıkçının heyecanı kıyıya vuran Fransız gemisidir. Fransızlardan öyle nefret eder ki Hartlepool halkı. Hayatlarında hiç Fransız görmemişler ama tarihleri onları Fransızlardan nefret ettirmiştir. Sabah olduğunda gemiden kıyıya vuran bir asker yakaladıklarını zannederler. Napolyon Savaşları’nın, son zamanlarıdır. Fransız gemisinin bu sürede batması da halkın istila endişesini artırır. Enkazın altında, bir tek canlı kalmıştır. Daha önce Fransız halkı görmeyen İngilizler, Fransızları gözlerinde o kadar farklı bir yere koymuştur ki Fransız üniforması giymiş maymunu Fransız zannederler. Ama bu halk daha önce maymun da görmemiştir.
Dillerini, renklerini, tiplerini bilmedikleri Fransızlara duydukları nefret ile birlikte maymunu esir alırlar. Bir esiri ne yapmak gerekir, asmak. Asmak için ne gerekir bir mahkeme.
Bir mahkeme kurulur, hancı ilk defa yargıç olacaktır. Ve en büyük hayali birini asmaktır. Mahkemede karar verilir. O bir Fransız casustur ve asılmayı hak ediyordur. Kasabadan bir kız çocuğu, olayları asla anlayamaz. Bir insanın ırkından ötürü asılmasını çocuk kalbi ve aklıyla kabul edemez. Fransız askerinde de bir gariplik olduğunu fark eder. Ve araştırmaya başlar. Herkesin savunulması gerekmektedir, bir casus olsa bile. Küçük kız, casus zannedilen maymunu savunmak ister. Onun maymun olduğuna ikna etmek ister, Hartlepool halkını. Hartlepool halkı cahildir, okuma-yazma bilmiyordur. Kızın okuduklarına inanmayıp, asmaya karar vermişlerdir.
Ve darağacı kurulur. Maymun artık asılacaktır, küçük kızın gözyaşları içinde asılır. Handa yaşayan ve fırtınadan ötürü kasabaya gelemeyen doktor, maymunun asıldığını görünce deliye döner bu cahilliğe katlanamaz ve kasabayı terk eder. Halk kısa bir süre sessizliğe gömülür. Halktan biri “O maymun da olsa, Fransız maymunudur” der. Bir anda içleri rahatlar ve Fransız birini öldürmenin büyüsüne kapılırlar. Şen kahkahalar ve şarkılar eşliğinde oyun biter.
Irkçılığın hazin sonu. Bir maymun asılır, bir soy uğruna. Irkçılığın şovmenliğe çevrildiği hazin hikâye.
“İnsan sanılan bir maymun asıldı
Maymun kılığındaki insan başa geçti.
Ve insanlık komedyası… sürüp gidiyor.”
Oyunculara değinmeden geçemeyeceğim. Özellikle maymuna can veren Erdi Güçlü, müthiş bir performans sergilemiş. Tüm oyuncuları canı gönülden tebrik ediyorum. Bu vahşeti bize öyle güzel aktardılar ki. Oyundan çıktıktan sonra, dudaklarımdan dökülen tek şey: “Cehalet mutluluktur!” oldu.
Oyunun hem yazarı hem de yönetmeni olan Tufan Afşar’ı tebrik ediyorum. Bize bu olayı, bu şekilde aktarıp kanımızı dondururcasına insan olmaktan utandırdığı için.
Son zamanlarda izlediğim ve keyif aldığım bir oyundu. Sizlere kesinlikle tavsiye ediyorum.
İyi okumalar, sanatla ve sevgiyle kalın.
KÜNYE
İlk Sahnelendiği Yıl: 2023
Tür: Dram, Trajedi
Yazan ve Yöneten: Tufan Afşar
Kostüm Tasarım: Dilek Kaplan
Asistanlar: Aleyna Kartdere, Sude Aksu
Oynayanlar: Enes İşlek, Erdi Güçlü, Müge Uzun, Şeyma Merç Şafak, Tufan Afşar, Yüşa Taşkın, Zekai Sinan Özer