Misafir: Doğukan Doğan
Eser Adı: Aşk’ı İster “Al” İster “At”
Tür: Öykü
Zamanın birinde ben de sevmiştim birini. O’nun da tahmin etmiştim beni sevdiğini, belki de ummuştum öyle olmasını geçmiş gün bilemiyorum şimdi. O bana Hayat’ını paylaşma teklifi etmiş, bense bunu riskli bulup kabul etmemiştim. Çünkü daha önce birçok şey paylaşmıştım ama bunların içinde hiçbir zaman Hayat yer almamıştı. Aşk’ı bile, bir başkasıyla paylaşmam epey uzun sürmüştü zaten. Riskli değil miydi? Evet öyleydi. Sonucu iyi miydi? Pek sayılmaz ama sonuçta iyi bir deneyimdi. Ama hayat böyle miydi?
Daha önce paylaşıldıkça çoğalan Hayal’ler görmüştüm ve içinde de bulunup hem paylaşmış hem de çoğaltmıştım ama Hayat’ın çoğunlukla paylaşıldığında yıkılmalarına şahit olmuştum ve şaşırmıştım da. Aşk’tan bile daha büyük bir risk, alınması güç sonuçta. Onlara bu riski aldıran şey neydi? Neydi Hayat’ı böyle anlamlı kılan, ona değer katan? Cevabı; belli, basit, basit olduğu kadar da etkiliydi. Hayat’ın başını çeken “anlam’sız” kelimesindeki “-sız” ekini kaldırıp yerine “-lı“ ekini getiren şeyin adı; “-sız” eki gibi 3 harfli olan Aşk adında bir kelimeydi. Sakın o ek gibi bu kelimeyi de küçümsemeyin. 5 harflik Hayat kelimesi 3 harflik bir kelimenin gücüne yeniliyor ve ona esir oluyor. Aşk; işte böyle bir kelime ama bu esirlik süresi çok uzun sürmeyip, Hayat fazladan olan 2 harflik gücünü gösterip Aşk’ı sonradan öldürüyordu. Şimdi hayatın karşısına ansiklopedi gibi 11 harfli bir kelime çıkarıp onu yenemeyiz mi diye sormayın. Bazı kelimeler mütevazıdır, güç gösterisinde bulunmaz, kavgadan kaçınırlar. Yani kısaca Hayat; 5 harf ile bir destan gücündedir aslında.
İşte bu yüzden bana sunulan bir Hayat’ı paylaşma teklifini geri çevirdim. Çünkü o bir katildi ve Aşk’ı bir gün öldürecekti. Bunun yerine ben ona Hayal’lerimizi paylaşmayı teklif ettim. O da bu teklife beni terk ederek cevap verdi. Ne farkı vardı ki Hayat ya da Hayal kelimelerinin. Önce mutluluk oranı yüksek Hayal’i denerdik olmazsa risk alıp Hayat’a ilk adımı atardık. Zaten; beni terk etmesi, bana söyledikleri değil de 1 harf için 3 harflik Aşk’ı kırması benim çok zoruma gitmişti.
Bunun yanında Aşk; ilk doğduğu zaman manevi açlık duyar ve zamanla doygunluğa ulaşıp güçlenir. Bu süre zarfında karşısına kimse çıkamaz ve Hayat da bunu çok iyi bilir. O yüzden bekler ve bekler ama O da boş durmaz maddi doygunluğa ulaşma çabalarındadır. Bilir ki eğer bir gün Aşk’ı yenecekse, maddi olarak en güçlü konumda olmak zorundadır. İşte o yüzden pusuda yatan bu sinsiyi hiç sevemedim gitti. Ben Aşk’ı yenmeyen aksine onu yücelten Hayal’i seçtim daima. Aşk o zaman daha bir değer kazanıp, anlamlandı. Belki 5 harflik Hayat gibi destan gücüne ulaşamadı ama onun payına da bir Şair’in iki kıtalık bir Şiir’i düştü.
Kısacası benim; güzel bir Aşk Hayat’ım olmadı, benim mükemmel bir Aşk Hayal’im vardı. Ne dersiniz? Bence Aşk, bedava olunca güzel. Tıpkı kurmak için para vermediğimiz Hayal’lerimiz gibi.