Sezon Bitmeden Kaçırmamanız Gereken 5 Tiyatro Oyunu

Tiyatro, bir sezonluk bir seyirlik değil; bir ömürlük bir yolculuktur. 2025 sezonu, birbirinden güçlü metinler, sahne tasarımları ve etkileyici oyunculuklarla doluydu. Ancak bazı oyunlar vardı ki yalnızca izlenmekle kalmadı, zihnimize ve kalbimize kazındı. İşte sezon bitmeden mutlaka izlenmesi gereken, duygusu ve düşüncesiyle sahneden taşan 5 tiyatro oyunu…

1. Sevgi Soysal: Yaşamakta Israr Ediyor

BGST – Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu

“Bazı hayatlar kitap olur. Bazı kitaplar sahneye döner. Sevgi Soysal ise hem yaşadı, hem yazdı, hem direndi.”

Bu oyun, yalnızca bir yazarın yaşam öyküsünü değil, bir dönemin karanlık ve karmaşık siyasi atmosferinde var olma mücadelesini anlatıyor. Kanserle savaştığı yıllarda bile kaleminden ödün vermeyen Sevgi Soysal’ın, 40 yaşına bastığı Londra sabahında başlar hikâye. Ama sahnede anlatılan, sadece bir sabah değildir. Bu sabahın içinde 12 Mart darbesi vardır, cezaevi vardır, kadın olmak vardır, aşk vardır, yazmak vardır.

BGST’nin imzasını taşıyan yapım, hem edebi hem sahneleme açısından yüksek bir sanat disiplini sunuyor. Oyunun metninde görülen çok katmanlı yapı, izleyiciye adeta bir bellek yolculuğu yaşatıyor. Duygu Dalyanoğlu’nun kalemi ve Aysel Yıldırım’ın rejisi, izleyiciyi yalnızca tanıklık etmeye değil, sorgulamaya ve hissetmeye çağırıyor.

2024 Direklerarası Ödülleri – Tableau Oyun
2024 Üstün Akmen Ödülleri – Ekip Oyunu

Yaklaşan Gösterimler:
25 Mayıs – Alan Kadıköy

2. Afife

Zorlu PSM & Afife Tiyatro

“İlk sahneye çıkan Müslüman kadın oyuncu olmanın bedeli, sadece alkışlarla ödenmedi. Afife, sahnede değilse yoktu.”

Afife Jale’nin yaşamı, Türk tiyatrosunun belleğinde adeta bir çığlık gibidir. Afife, tiyatro aşkı uğruna sahne yasağına, baskıya ve kimlik mücadelesine rağmen dimdik durabilen bir figür. Bu oyun, onun sadece biyografik anlatısı değil; sahneye dönüşen bir direniş öyküsü.

Demet Evgar’ın olağanüstü performansıyla hayat bulan yapımda, izleyici dönemin İstanbul’unda, işgal altındaki şehirde çok kültürlü bir tiyatro kumpanyasının kulislerinde dolaşır. Oyun yalnızca Afife’nin değil, kadınların, sanatın ve bireysel özgürlüğün sesi olur.

Müzikleri Tuluğ Tırpan, sözleri Sezen Aksu ve Ilgın Kopuz imzalı şarkılarla beslenen sahneleme, koreografi ve kostümlerle tam bir görsel-işitsel şölen sunuyor. Serdar Biliş’in yönetmenliğiyle çağdaş tiyatroda iz bırakacak bir yapıma dönüşüyor.

Gösterimler:
25-26 Mayıs – Zorlu PSM Turkcell Sahnesi

Editörün Seçimi: Eğer bu sezon tek bir oyun izleme hakkınız olsaydı, bu oyunu seçmeniz yerinde olurdu.

3. Mercaniye Çok Yaşa

Tiyatro Hayali

“Bir gemi çürürken, hayaller filizlenebilir mi?”

Ahmet Sami Özbudak’ın ustaca yazdığı bu metin, tarihsel bir alegoriyle bugüne ayna tutuyor. Sahne, yirmi yıldır Haliç’te çürümeye terk edilmiş savaş gemisi “Mercaniye” etrafında şekilleniyor. Asaf Kaptan ve tayfası, gemiyi yeniden denize açmak ister. Ancak bu hayalin önünde bir imparatorluğun çöküşü, savaş söylentileri, ekonomik kriz ve toplumsal bunalım vardır.

Oyunun mizahi dili, dönemin iç karartan atmosferine nefes aldırıyor. Emrah Eren’in yönetmenliğinde hayata geçen yapım, seyirciye tarihsel bir komediyi, hicivle süslenmiş bir politik taşlamaya dönüştürüyor.

Erdem Akakçe, Sevil Akı, Bülent Çolak gibi güçlü oyuncuların varlığı, sahnedeki dinamizmi yükseltiyor. Barış Dinçel’in dekorları ise gerçeküstü bir atmosfer kurmakta oldukça başarılı.

2025 Savaş Dinçel Ödülleri – Yılın Oyun Yazarı & Yönetmeni
Gösterimler:
18 Mayıs – Trump Kültür Merkezi | 23 Mayıs – Çorlu | 26 Mayıs – Kadıköy Eğitim Sahnesi

4. Bir Terennüm

Orchestra Theatre

“Hafıza, en derin hikâyelerini sessizliğin içinde fısıldar.”

Firuze Engin’in şiirsel metni ve Gülhan Kadim’in titiz rejisiyle sahneye taşınan “Bir Terennüm”, bir kadının dedesiyle son vedasını, hatıralar arasında bir yolculuk olarak işler. İstanbul’un Çamlıca semtinde, iki farklı zaman diliminde geçen sokağa çıkma yasaklarıyla çerçevelenen oyun, izleyiciyi hem bireysel hem kolektif belleğe götürüyor.

İpek Türktan’ın performansı tek kelimeyle büyüleyici. Oyunda yalnızca karakterler değil, zamanın kendisi de sahneye çıkar. Dede, anneanne, torun; hepsi aynı salonda, farklı yıllarda, aynı hatıralarla bir araya gelir.

2023 TEB – Yılın Yönetmeni
2024 Direklerarası – Kadın Oyuncu

Oyun İstanbul’un farklı sahnelerinde gösterilmeye devam ediyor.

5. 9/8’lik Kıyamet

Mek’an Sahne

“Bir kıyamet varsa, darbuka bile onun ritmini yakalayabilir.”

İklim krizinin vurduğu bir İstanbul… Göçler, kuraklık, hastalıklar… Ve bütün bunların ortasında, darbukasının başında her akşam hikâye anlatan bir adam: Diyar. Tek kişilik bu etkileyici performans, hem bir distopya hem de bir folklor anlatısı gibi kurgulanmış.

Oğulcan Arman Uslu’nun sahnedeki varlığı, izleyiciyi koltuğa çiviliyor. Şâmil Yılmaz’ın kalemi, günümüz felaketlerini geleceğin mitlerine dönüştürüyor. Sezen Keser’in rejisi ise sahneyi bir masal anlatıcısının çadırına çeviriyor.

Oyunun ritmi, ışığı ve atmosferi; seyircide sadece kıyameti değil, kıyametin içinde bile anlatılacak hikâyeler olduğunu hatırlatıyor.

İstanbul ve Anadolu’daki çeşitli sahnelerde gösterimleri sürüyor.

oiktoz; bolca kültür çokça sanat mottosuyla yola çıkan bir kültür sanat girişimidir. Bir websitesi, bir sanat kulübü, bir dergisi, bir bülteni ve içerisinde şimdiden birçok oiktozlu barındıran yaşayan ve gelişen bir topluluktur. Kültür ve sanatla ilgilenmekten mutluluk duyan ve bu mutluluğun devam etmesi için de bu alanda üreten insanların hikayelerini anlatan bir oluşumdur.

toggle icon