Metin Abay – NEO-FES

>oiktozlu: Metin Abay
Eser Adı: NEO-FES

Kırmızı hapı al ve tavşanı takip et…

Bilmediğin bir yolculuğa çıkman gerek. Hayatın boyunca en az bir kez yapılması gereken ama hep korkulan, keşkelerle ertelenen. Yolculuklar, bazen sonu düşünmemek gerekiyor ve bu hissiyat hep köşe de bir yerde ara sıra hortlayarak kafa karıştırıyor. Yokmuş ve hiç olmamış gibi yaşıyoruz hayatı, giriş, gelişme ve sonuç hep aynı düzeyde ilerliyormuşçasına sonra varoluşsal sancılardan yakınıyoruz. Eee yoktuk hani? Devamını Oku…

Bilge Şen – Sonbaharın Sessiz Duası

>oiktozlu: Bilge Şen
Eser Adı: Sonbaharın Sessiz Duası

Ilık bir sonbahar akşamıydı. Gökyüzü, kızıl ve turuncunun iç içe geçtiği bir tablo gibi gözlerimin önünde uzanıyordu. Hava ne çok sıcak ne çok soğuktu; mevsimle birlikte içim de durulmuş gibiydi. O anın, hayatımda bir dönüm noktası olduğunu bilmiyordum. O sonbaharın, gerçekten de “son baharım” olacağını nereden bilebilirdim ki? Devamını Oku…

Kimliksizliğin, Sessizliğin ve Korkunun Romanı: Melih Cevdet Anday – İsa’nın Güncesi (1974)

Melih Cevdet Anday’ın karanlık bir bilinç tünelinden yazdığı bu roman, modern insanın içsel çöküşüne sessiz bir ağıt niteliğinde.

Bazı kitaplar vardır, kapağını kapattığınızda içinizde tuhaf bir sessizlik oluşur. Ne tam anlamıyla seversiniz, ne de görmezden gelebilirsiniz. Sizi huzursuz eder ama o huzursuzluk, sarsıcı bir farkındalık gibidir. Elinizdeki kitabın rahatlatıcı bir hikâye anlatma derdi yoktur; onun yerine sizi kendi karanlığınızla yüzleştiren bir aynaya dönüşür. Melih Cevdet Anday’ın 1970’lerde kaleme aldığı İsa’nın Güncesi de bu tür romanlardan biri. Devamını Oku…

toggle icon