İletişim Yayınları 9 Şubat 2024 Yayın Programı

İletişim Yayınları, 9 Şubat 2024’te yayınlacağı kitapları duyurdu.

Arlekenlere Bak! (Dünya Edebiyatı, 240 Sayfa)
Vladimir Nabokov
Emrah Serdan (Çeviren)
İletişim Yayınları Vladimir Nabokov’un eserlerini yayımlamaya Arlekenlere Bak! ile devam ediyor. Türkçeye ilk kez çevrilen bu romanında Nabokov, kendine has edebiyat dünyasını yine ustalıkla sergiliyor.

“Bu gezinti sırasında ya da belki daha sonralarında, ama kesinlikle aynı bölgede, aniden kopan bir fırtına o Temmuz gününün tüm ihtişamını silip süpürdü. Gömleklerimiz, şortlarımız ve mokasenlerimiz donuk sisin içinde sanki silinip gitmişti. İlk dolu tanesi bir konserve kutusuna, diğeri tam kelime çarptı. Bir kaya çıkıntısının altındaki kovuğa sığındık. Gök gürültülü fırtınalar ıstıraptır benim için. Körolasıca basınçları mahveder beni, şimşekleri beynimi ve göğsümü delip geçer. Bel de bunu biliyordu; koynuma sokularak (kendisinin değil benim rahatlığım için!) her gök gürüldemesinde şakağıma minik bir öpücük kondurdu, sanki bak, geçti işte, güvendesin, demek ister gibi.”

ARLEKENLERE BAK!

“Arlekenlere Bak!’ın ana karakteri Vadim, Nabokov’un gerçek hayatına dair ayrıntılarla edebi üslubunun hikâyesini iç içe geçiren özgün bir dünya kurar.”
DAVID RAMPTON

“Arlekenlere Bak! zaman ve mekâna özel ve stilize bir tarzda odaklanmasıyla nadir bir romandır.”
SUSAN ELIZABETH SWEENEY

İbn Haldun – Metodu ve Siyaset Teorisi (Araştırma-İnceleme, 416 Sayfa)
Ümit Hassan
Ümit Hassan’ın İbn Haldun Metodu ve Siyaset Teorisi adlı eseri İletişim Yayınları tarafından yayımlanıyor. Hassan bu kitabında, 14. yüzyılın büyük düşünürlerinden olan İbn Haldun’un Mukaddime adlı eserini, devletin, tahakkümün, sınıfların oluşumunun kadim tarihi açısından eli alıyor.

İbn Haldun, 14. yüzyılda modern sosyolojinin ve tarihçiliğin, hatta iktisat biliminin öncülerinden olduğu ileri sürülen, devlet ve siyaset teorisinde Machiavelli’ye “eş koşulan” bir düşünür. Ümit Hassan’ın, İbn Haldun’un büyük klasiği Mukaddime’sinin özütünü çıkardığı bu eseri de, çağdaş literatürde bir klasiktir.

Hassan, Mukaddime’yi ve onun kilit kavramlarını, hadariler (yerleşikler)-bedeviler çelişkisini, toplumsal birlik bağını anlatan asabiyye’yi, zevkli üslûbuyla, eleştirel bir analize tabi tutar. Kitabı, bütüncül bir sosyal teori tartışmasına vesile eder. Mukaddime’yi esas olarak, devletin, tahakkümün, sınıfların oluşumunun kadim tarihi açısından ele alır. Orada devletlerin yozlaşma döngüsüne bakarken, zulmün tarihsel kurumlaşmasını izliyoruzdur bir yandan da.

“İbn Haldun’un kahr-tagallüb’ün hükm’ü doğurduğunu ve Mülk-Devlet’in hükm ile var olduğunun teorik konumunu gerçekleştirişinden beridir, hele 20. yüzyılda, düşünür, hep, –yukarıda kısaca hatırlattığımız üzere– devrevî gidiş nazariyatçısı olarak, ya da organizmacı nazariyatçı şeklinde, tabiî en koyu biçimde de, devrevî’ci ve organizmacı olarak saptırılmaya çalışılmıştır.”

“Kitap, İbn Haldun’un özgün metodolojisi ve siyaset bilimine katkıları üzerinde durmakta, ama aynı zamanda bir İbn Haldun kültünün oluşmasına da karşı çıkmakta, 14. yüzyılın düşünürünü sosyal bilimlerin, felsefenin, eleştirel düşüncenin kaynağı ve ufku olarak görmeyi reddetmekteydi.”
HAMİT BOZARSLAN

Feminist Mercekten Güzide Bir Arayış – Kadın Birliği’nin Kurucularından Şair ve Yazar Güzide Osman (Araştırma-İnceleme, 212 Sayfa)
Zeynep Tek
Zeynep Tek’in kaleme aldığı Feminist Mercekten Güzide Bir Arayış – Kadın Birliği’nin Kurucularından Şair ve Yazar Güzide Osman İletişim Yayınları tarafından yayımlanıyor. Tekin, çalışmasında feminist aktiviteleri ve edebi üretimi dolayısıyla anti-feminist literatürün hedef aldığı isimler arasında yer alan Güzide Osman’ın kim olduğu sorusunun peşine düşüyor.
Son dönem Osmanlı ve erken Cumhuriyet devri edebiyatçılarından biri olan Güzide Osman, feminist aktiviteleri ve edebi üretimi dolayısıyla anti-feminist literatürün hedef aldığı isimlerin arasında olmuştur. Zeynep Tek’in “Güzide Hanım”ın kim olduğu sorusunun peşinden giderken Harvard Üniversitesi’nin kütüphanesinde Nezihe Muhittin’in “Güzide Osman Hanımefendiye” imzaladığı kitaba tesadüfen dokunuşu, bu kitabı ören ilk ilmiktir. 1924’te Nezihe Muhittin’in temelini attığı Kadın Birliği’nin kurucularından olan Güzide Osman (1902-1974) sehven Güzide Sabri’nin (1883-1945) müstear adı olarak geçer. Feminist Mercekten Güzide Bir Arayış iki Güzide’nin tarihinin nasıl birleştiğini ve ayrılacağını anlamaya çalışıyor. Bir yandan feminist biyografi ekseninde Güzide Osman’ın izlerini kaynaklarda sürerken Güzide Sabri’nin mükerrer hatalarla yazılan biyografisini tashih ediyor, diğer yandan metinlerini temel alarak Güzide Osman’ın şair, hikâye yazarı ve tiyatro eleştirmeni kimliklerini toplumsal cinsiyet, hastalık, milliyetçilik ve mizah ekseninde anlamlandırıyor. Özellikle romantik şiir ve mensurelerde, divan şiirinde olduğu gibi, toplumsal cinsiyet kimlikleri arasında “salıncak” kuran ne eril ne dişil (hem eril hem dişil) söyleme özel bir önem atfediyor. Feminist bir biyografi ortaya koymanın ötesinde, tarihin unuttuğu ve unutturduğu bir kadın yazar ve şaire iadei itibar, hatta iadei şahsiyet ediyor.

Siyasi Düşünce Tarihi – Çok Kısa Bir Giriş (Başvuru, 151 Sayfa)
Richard Whatmore
Barış Özkul (Çeviren)
Richard Whatmore tarafından kaleme alınan Siyasi Düşünce Tarihi – Çok Kısa Bir Giriş İletişim Yayınları tarafından yayımlanıyor. Siyasi tarihle ilgilenen ve siyaseti anlamak isteyen okurlar için yararlı bir rehber, temel bir kaynak…

Siyasi tarihi neden ve nasıl okumalıyız? Büyük teoriler siyaseti anlamak için yeterli midir? Siyaseti değerlendirirken neden tarihi es geçemeyiz?

Richard Whatmore, teori ve eylem arasındaki ilişkiyi değerlendirerek siyasi tarihin karşı karşıya kaldığı temel soruları, tartışmaları, ona yöneltilen eleştirileri ve bunların neden önemli olduğunu ele alıyor. Marx’tan Koselleck’e, Strauss’tan Foucault’ya, Skinner’dan Pocock’a birçok teorisyenin yaklaşımını inceliyor, tarih bilgisinin bugünün siyasetini anlamak için ne kadar elzem olduğunu vurguluyor.

Siyasi Düşünce Tarihi, siyasi tarihle ilgilenen ve siyaseti anlamak isteyen okurlar için yararlı bir rehber.

Sahraaltı – Siyaset ve Yaşam (Başvuru, 352 Sayfa)
Volkan İpek
Volkan İpek’in Sahraaltı Siyaset ve Yaşam adlı eseri İletişim Yayınları tarafından yayımlanıyor. İpek, daha çok kulaktan dolma bilgilerle tanınan Afrika kıtasının, tek adam rejimlerinden ekonomik krizlere, iç savaşlardan sömürülen zenginliklere uzanan geniş bir alanda, detaylı bir panoramasını sunuyor.

Sahraaltı’ndaki 49 ülkenin bağımsızlıklarından günümüze kadarki siyasi tarihlerine -dolayısıyla söz konusu ülkelerdeki yaşama da- ana hatlarıyla odaklanan Sahraaltı – Siyaset ve Yaşam daha ziyade kulaktan dolma bilgilerle tanınan Afrika kıtasına ilişkin bambaşka bir pencere açıyor.

Tek tek söz konusu ülkelerin bağımsızlıklarını kazandıkları andan günümüze dek yaşadıkları tarihsel gelişimleri aktaran, siyasi temelde bunların sahip oldukları ayırt edici özelliklerinin altını çizen Volkan İpek, zengin bir Sahraaltı panoraması sunuyor: Kolonyalizm-postkolonyalizm tartışmaları, iç savaşlar, süregelen darbeler, sömürülen zenginlikler, yolsuzluklar, ekonomik krizler, trajediyle komedi arasında salınan tek adam rejimleri…

Sahraaltı Afrika ülkelerini daha yakından tanımak için kapsamlı bir bakış…

Kurgu Hedef Tahtasında – Edebiyatın Savunusu (Edebiyat Eleştirisi, 198 Sayfa)
Gregory Jusdanis
Çiçek Öztek (Çeviren)
Gregory Jusdanis tarafından kaleme alınan Kurgu Hedef Tahtasında – Edebiyatın Savunusu İletişim Yayınları tarafından yayımlanıyor. Sanat ve edebiyatın toplum içindeki yerini geçmişten bugüne geniş bir perspektif içinden değerlendiren bu çalışmasında Jusdanis, edebiyatın toplum ve çağın içindeki rolüne dair tartışmaya değerli bir katkı sunuyor.
Gregory Jusdanis geçmişten günümüze sanat ve edebiyatın toplum içindeki yerinin, öneminin sorgulandığı fikrinden yola çıkarak çağımızda, gelişen teknolojik imkânları da işin içine katarak, bu sorgunun nasıl şekillendiğini inceliyor. Kurgu Hedef Tahtasında hem her çağın bu sorgu karşısında geliştirdiği savunuyu örnekler üzerinden gösteriyor hem de çağımızın saldırılarına karşı edebiyatın savunusunun ne yönde olabileceğini tartışıyor. Bu tartışmayı da geri kalan her şeyi gözardı eden estetik bir özerklik değil, belki bir yarı özerklik önererek; edebiyatın aynı anda ayrı bir sanat formu ve toplumun bir parçası olabileceği fikri üzerinden temellendiriyor. Tabii, gerçek ile kurgu arasındaki ayrımın tartışılmaz önemine de dikkat çekerek…

Edebiyatın, toplum ve çağın içindeki rolüne dair temel tartışmaya ufuk açıcı bir bakış…

oiktoz; bolca kültür çokça sanat mottosuyla yola çıkan bir kültür sanat girişimidir. Bir websitesi, bir sanat kulübü, bir dergisi, bir bülteni ve içerisinde şimdiden birçok oiktozlu barındıran yaşayan ve gelişen bir topluluktur. Kültür ve sanatla ilgilenmekten mutluluk duyan ve bu mutluluğun devam etmesi için de bu alanda üreten insanların hikayelerini anlatan bir oluşumdur.