İletişim Yayınları 16 Mayıs 2025 Kitap Bülteni

Tatlı Perşembe
John Steinbeck, Ayşegül Çetin (Çeviren)

Dünya Edebiyatı, 283 Sayfa

Nobel Edebiyat Ödüllü John Steinbeck’in İletişim Yayınları tarafından yayımlanan kitabı, Monterey Üçlemesi’nin son halkası Tatlı Perşembe; Sardalye Sokağı’nın tanıdık yüzleriyle, savaşın gölgesinden çıkmaya çalışan bir toplumun içten ve neşeli portresini çiziyor. Yeni dostluklar, eski alışkanlıklar ve küçük mutluluklarla örülü bu roman, insanlığa duyulan inancı ve iyiliğin gücünü bir kez daha hatırlatıyor.

Tatlı Perşembe, Nobel Edebiyat Ödülü sahibi John Steinbeck’in en yumuşak ve en neşeli romanı…

Sardalye Sokağı’nın unutulmaz karakteri Doc, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından mahallesine döndüğünde her şeyin değiştiğini görür. Neyse ki Mack ve dostları bütün tuhaflıkları ve samimiyetleriyle hâlâ oradadırlar. Mahallenin yeni sakinleri, genelevin başına geçen Fauna ve eve yeni gelen Suzy ise Doc’ın hayatına hiç beklemediği şekilde dahil olur.

Steinbeck, Monterey Üçlemesi’nin son kitabı olan Tatlı Perşembe’de iyi insanların hikâyesini anlatıyor ve savaş sonrası dönemde insanlığa umut aşılıyor.

“Sardalye Sokağı’nın savaş sonrası bir devamı olan [Tatlı Perşembe], orijinali kadar leziz ve rahat… Bu bir komedi; müstehcen, duygusal ve eğlenceli.”
THE ATLANTIC

“Steinbeck’in en büyük temasının kesin ve net bir ifadesi: iyiliği ve mutluluğu mümkün kılan o ortak insanlık ve sevgi bağları…”
NEW REPUBLIC

___

Tepsideki Melek
Esra Kahya

Türkçe Edebiyat, 215 Sayfa

Esra Kahya’nın kaleme aldığı, İletişim Yayınları’nın yayımladığı Tepsideki Melek, geçmişin izlerini bugünün evlerinde, dantellerde, terliklerde ve sessiz eşyaların fısıltısında arayan bir anlatı. Aile hafızasının kıvrımlarında dolaşan bu roman, kadınların birbirine bıraktığı görünmez mirasları, çocukluğun derin kuyusunu ve sevmenin tuhaf, bazen hüzünlü ama hep güzel yanlarını incelikli bir dille işliyor.

Melekli tepsi ev halkından biri. Büyük büyük anneanneden mi ne kalmış. Kocakarı melek, hepimizden yaşlı. Uzak diyarlardan gelmiş. Yorgunluk nedir bilmez, her işe yetişir kanatlarıyla. Çay ikram eder, pirinç ayıklar, kahve sunar, mutfağın başköşesinde, musluğun borusuna yaslanıp oturur. Hepimizi izler oradan.

Eşyaların lisanını öğrenen bir kız çocuğu geziniyor evin içinde. Annesinin terliklerinden, köşedeki ceviz vitrinden, dantel örtülerden, koltuklardan,halılardan, duvarlardan gelen seslere kulak veriyor… Esra Kahya, kuşaktan kuşağa kadınları, annelerin kızlarından neler aldığını, çocukluk denen kuyunun insanı nasıl içine çektiğini, aşkın güzel bir şey olduğunu ve sahne gerisinde dönemleri, şehirleri anlatıyor. Tepsideki Melek, inceliklerle örülü bir aile tarihi romanı. Durup durup güldüren deli bir ağlama gibi.

___

Vaker
Evren Yesari

Türkçe Edebiyat, 182 Sayfa

Evren Yesari’nin İletişim Yayınları tarafından yayımlanan Vaker adlı romanı, Suriçi İstanbulu’nun renkli, hüzünlü ve direngen sesiyle okuyucuyu Buharkapı Mahallesi’ne davet ediyor. Vaker, Çingenelerin ve kentsel dönüşümün romanı…

Anlattıklarımdan sonra şimdiye kadar nerdeydin diye soranlar olabilir. Birçok gerekçem var; sonraki kayıtlarda illaki değinirim. Şimdilik şu kadarını söyleyeyim: İlk önce kendime inanmak, yaşadıklarımı kendime kanıtlamak zorundaydım. Başımdan geçenlerin tanık olduklarımın gördüklerimin gerçek olup olmadığını ilk önce kendime söylemek istedim.

Buharkapı Mahallesi hikâyelerle doludur. Bazen yalanla bazen abartıyla her hikâye mayalanır, dilden dile dolaştırılır… Bu mahallenin çocukları, gençleri, yaşlıları hem ağlar hem göbek atarlar. Kendi dillerinde konuşmayı severler: Sovaker lasçuke vakas uskusmu avaryu itallano mokkoviç yarım ekmek sandöviç…

Evren Yesari, edebiyat ile sosyal medyayı iç içe geçiren özgün bir anlatı yaratıyor. Biz okurları bir romanın sayfalarında gezdirirken aynı zamanda YouTube gibi bir mecranın görüntüleri arasında dolaştırıyor.

Vaker, Suriçi İstanbulu’nun, Çingenelerin ve kentsel dönüşümün romanı.

___

Erken Cumhuriyet’ten Günümüze
Türkiye’de Ulaştırmanın Siyaseti
Ahmet Cemal Ertürk

Bugünün Kitapları, 287 Sayfa

Ahmet Cemal Ertürk’ün İletişim Yayınları tarafından yayımlanan Türkiye’de Ulaştırmanın Siyaseti adlı çalışması, Cumhuriyet’in ilk yıllarından günümüze uzanan süreçte ulaştırma politikalarının nasıl kalkınmacı ideolojilerle, neoliberal dönüşümlerle ve siyasi çıkarlarla iç içe geçtiğini derinlemesine inceliyor. Demiryollarından mega projelere uzanan bu kapsamlı analiz, devlet, sermaye ve siyasetin yollar üzerinden kurduğu ittifakları ve çatışmaları anlamak isteyenler için güçlü bir başvuru kaynağı niteliğinde.

“Neoliberalizmle birleşen kalkınmacılık, artık kapitalizmin en vahşi, en insafsız halini toplumlara dayatabilir. Kalkınma kaçınılmazdır ama ancak üzerinden rant dev ̋irilebilirse, büyüme yaratabilirse, sermayeyi besleyebilirse doğru şeklini alır.”

Türkiye’de ulaştırma ve siyasetin iç içe geçtiği karmaşık ilişki, Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze uzanan derin bir geçmişe sahip. Erken Cumhuriyet’ten Günümüze Türkiye’de Ulaştırmanın Siyaseti, bu çok katmanlı ilişkinin tarihsel ve ekonomi-politik boyutlarını inceliyor. Kitap, demiryollarından karayollarına, denizyollarından havayollarına uzanan geniş bir yelpazede Türkiye’nin ulaştırma altyapısının gelişimini ele alırken, bu süreçte siyasi iktidarların kararlarını, önceliklerini ve siyasetin toplumsal etkilerini de gözler önüne seriyor. Kalkınmacılık ideolojisinin farklı dönemlerdeki yansımaları ile geçirdiği dönüşüm, Özal’lı yılların vahşi liberal politikalarının etkisi, AKP döneminin neoliberalizmi ve sınır tanımayan “mega projeler”in yükselişi gibi temalar eşliğinde, Türkiye’nin ulaştırma alanındaki evrimini anlamak için kritik bir çerçeve sunuyor.

Siyaset, devlet ve sermaye arasındaki ilişkiye odaklanan Ahmet Cemal Ertürk’ün çalışması, Cumhuriyet Türkiyesi’nin ulaştırma alanındaki siyasi uygulamaların yol açtığı ekonomik ve toplumsal dinamikleri inceleyen kapsamlı bir kaynak…

___

Düzen ve Kalkınma Kıskacında Türkiye
Kalkınma Sürecinde Devletin Rolü
Ahmet İnsel, Ayşegül Sönmezay (Çeviren)

Araştırma-İnceleme, 271 Sayfa

Ahmet İnsel’in İletişim Yayınları tarafından yayımlanan Düzen ve Kalkınma Kıskacında Türkiye adlı eseri, geç kapitalistleşen Türkiye’de devletin iktisadi alanı hem kuran hem de denetim altında tutmaya çalışan çelişkili rolünü tarihsel bir perspektifle ele alıyor. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan bu analiz, devletçilik, kalkınma ve toplumsal örgütlenme ekseninde Türkiye’nin siyasal-iktisadi aklını sorgularken, düzen ile değişim arasındaki kırılgan dengeyi derinlemesine inceliyor.

Kapitalizmin geç geliştiği toplumlarda siyasal iktidar neden bir yandan iktisadi alanı kurmak ve kurumlaştırmaya çalışırken bir yandan da neden ve nasıl bu gelişmelere karşı sürekli teyakkuz halinde kalır? Düzen ve Kalkınma Kıskacında Türkiye, bu soruları merkeze alarak 1960’lara kadar Türkiye tarihini şekillendiren siyasal-iktisadi aklı ve bu aklın tasavvur ettiği devlet/devletçilik anlayışını inceliyor. Ahmet İnsel, öncelikle Osmanlı devlet düzenini ve bu düzen tasavvuru içinde toplumsal örgütlenmeyle iktisadın rolünü değerlendiriyor. Ardından Cumhuriyetle beraber klasik devlet düzeni yerine ihdas edilen yeni “devlet”in kalkınma tarif ve ihtiyacıyla toplumsal değişimin çelişmeye başladığı noktaları iktisadi yönelimler doğrultusunda analiz ediyor. Bu analizin merkezinde devlet işletmeleri ile “devlete bağlı işçi sınıfı yaratma” çabaları yer alıyor. Bu çabalar ise, düzen ve kalkınma ikilemi karşısında, iktisadi devletçiliğin ötesine geçerek devletin merkezî rolünü toplum karşısında tahkim ettiği yeni bir siyasal tablo ortaya çıkarıyor.

Düzen ve Kalkınma Kıskacında Türkiye, devletin hep merkezde yer aldığı, iktisadi alanın bu siyasal bakışa göre çerçevelendiği, toplumsal talepler ya da çatışmaların devletin merkezî rolü dışında anlamlandırılmadığı bir tarihsel perspektifi odağına alıyor: Devlet ve iktisat kavramlarının, hem tarihsel hem de siyasal olarak nasıl tekrar tekrar kurgulandığını ihmal etmeden…

___

Selçuklular
Siyaset, Toplum, Kültür
Christian Lange (Derleyen), Songül Mecit (Derleyen), Özkan Akpınar (Çeviren)

Tarih, 429 Sayfa

Christian Lange ve Songül Mecit’in derlediği Selçuklular – Siyaset, Toplum, Kültür, İletişim Yayınları tarafından yayımlanıyor. Eser, Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan Selçuklu dünyasını sadece siyasal gücüyle değil, toplumsal örgütlenmesi, kültürel üretimi ve kentleşme süreciyle birlikte ele alıyor. Alanında önde gelen isimlerin katkılarıyla hazırlanan bu çalışma, Selçukluların İslâm tarihine yön veren kalıcı etkilerini yeni bir bakış açısıyla değerlendiriyor ve Selçuklu araştırmalarına derinlikli bir kaynak sunuyor.

Selçuklular-Siyaset, Toplum, Kültür Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar genişlemiş bir imparatorluğun ideolojik temellerinin yanı sıra, Selçuklu iktidarının temsillerine, göçebeler ve yerleşik halk arasındaki ilişkilere, dönemin hukuk anlayışına, kervan yollarının, kütüphanelerin toplumu nasıl şekillendirdiğine odaklanıyor. Selçukluların güçlü dönüşümünü anlatırken, toplumsal tarihini ihmal etmiyor, kentleşme sürecine, edebi ve mimari gelişime de ışık tutuyor. Christian Lange ve Songül Mecit’in derledikleri ve A.C.S. Peacock, C. Edmund Bosworth, Carole Hillenbrand, D.G. Tor, Daphna Ephrat, David Durand-Guédy, Jürgen Paul, Massimo Campanini, Robert Hillenbrand, Scott Redford, Vahid Behmardi ve Vanessa Van Renterghem’in katkı sundukları bu çalışma Selçuklu araştırmalarına yeni bir boyut kazandırıyor.

“Selçukluların iktidara gelmesinin uzun vadede yarattığı sonuçlar, onların daha sonra ortaya çıkan toplumsal-siyasal düzenler üzerindeki oluşturucu etkisi ve bu düzenler arasında nasıl algılandıkları araştırmacıların çok az ilgisini çekti. […] Selçuklular ayrıca kendilerinden sonra var olmaya devam eden siyasal, toplumsal ve kültürel örgütlenme yapılarına da temel oluşturdular. Dolayısıyla […] İslâm tarihinin akışını bir daha geri dönülemez biçimde değiştiren makasçılar işlevi gördüler. Bu kitap, bu son derece önemli hanedana olan ve zamanla artan ilgiye katkıda bulunmayı amaçlıyor.”

oiktoz; bolca kültür çokça sanat mottosuyla yola çıkan bir kültür sanat girişimidir. Bir websitesi, bir sanat kulübü, bir dergisi, bir bülteni ve içerisinde şimdiden birçok oiktozlu barındıran yaşayan ve gelişen bir topluluktur. Kültür ve sanatla ilgilenmekten mutluluk duyan ve bu mutluluğun devam etmesi için de bu alanda üreten insanların hikayelerini anlatan bir oluşumdur.

toggle icon